RESMİ TARİH

 

Daha ilk okul sıralarından itibaren tarih diye bir sürü yalan,dolanla körpe beyinlerimizi doldurdular.Bu yalanlar öylesine etkili ve inandırıcı idi ki,şimdi ne kadar büyük bir devlet adamı olduğunu anladığım SULTAN ABDÜLHAMİT HAN,bizlerin gözünde müstebit,hain bir kızıl sultandı.O kökü dışarıda olan jöntürkler ve zeka özürlü ittihatçılar ise,vatan kurtaran aslanlar ve SULTAN ABDÜLAZİZ’i tahtından indirip,bilahare öldüren vatan haini ve sionizmin Osmanlı topraklarındaki uşağı Mithat paşa ise bir hürriyet kahramanı idi.Enver’ler,Niyazi’ler,Cemal’ler gibi,hırsları zekalarının çok önünde giden budalalar ise,ülkenin kurtarıcıları idiler.Daha sonraları onlar da tarihin çöplüğüne gönderildiler ve yerlerine başka kahramanlar kaim oldu.Lakin KIZIL SULTAN  imajı,beyinlerimizden maalesef kolay,kolay silinemedi.

Tarihi böylesine tahrif eden şerefsizler maalesef körpecik beyinlerimizi ipotek altına almışlar ve gerçekleri görmemizi etkin bir biçimde önlemişlerdi.Ne zaman ki,gerçekler su yüzüne çıkmaya başladı,ne zaman ki,resmi tarih her tarafından delik,deşik edildi,işte o zaman beyinlerimiz de gerçek özgürlüğüne kavuştu.

Hiç unutmam,ortaokul sıralarında bize okutulan ve bir zır cahil tarafından kaleme alınmış tarih kitabında,İSLAM TAASSUBU diye bir deyim bulunmakta ve sözüm ona,islamiyetin düşünce hürriyet ve gelişimini engellediği ifade edilmekete idi.Nurlar içinde yatası sevgili HOCAMIZ RAŞİT ERER beyefendi,bu deyime şiddetle karşı çıkar ve İSLAMDA ASLA TAASSUP YOKTUR diye,bizi uyarmaya çalışırdı.O değerli büyük insanın,özellikle de o devirde,nasıl bir mücadele verdiğini şimdi çok daha iyi anlıyorum.

-Benim naçizane görüşüme göre,SULTAN ABDÜLHAMİT HAN,Osmanlı padişahları arasında en başarılı ve yetenetli olanıdır.Şimdi birçoğunuz,FATİH’i,SELİM’i,KANUNİ’yi nereye koydun diye beni ikaz edeceksiniz.Sakın ola ki,benim diğer padişahları küçümsediğim sanılmasın.Lakin,o büyük padişahlar Osmanlı’nın en parlak dönemlerinin padişahları idiler.Sultan Abdülhamit Han ise,imparatorluğun iç ve dış düşmanlar tarafından yok edilmek istendiği,bin türlü iftira ile iktidardan uzaklaştırılmak istendiği ve özellikle de bürokrasinin rüşvet ve hainlikle,devlete ihanet çettikleri bir dönemin padişahıdır.Tarihin hiçbir devrinde imparatorluk onun devrindeki kadar tehdit altında ve ihanet içinde değildi.Hainler sonuçta emellerine ulaştılar ve o büyük insanı tahttan indirdiler ve o andan itibaren de çöküş inanılmaz bir ivme kazandı.

Zaman içinde ittihat ve terakki denen bir şerefsizlik organizasyonu iktidara geldi ve son bir tekme ile 600 yıllık koca bir imparatorluğu düşmana teslim edip,yurt dışına kaçtılar.Bunlar öylesine geri zekalı ve ne yaptığını bilmez rezillerdi ki,bir imparatorlukta,milliyetçilik denen kavramın ne kadar saçma ve bir imparatorluğun ancak ümmet fikri ile ayakta tutulabileceğini idrak edemediler.Fikir babaları ziya Gökalp,milliyetçi fikirleri topluma zerketmeye çalışırken,aslında ayrılıkçı unsurlara bu dersi verdiğinin farkında bile değildi.Netekim,yunanlılar,bulgarlar,daha sonra da araplar bu milliyetçilik derslerini iyice ezberlediler ve imparatorluğun sonunu da hazırlamış oldular.

Bugün yine aynı senaryo sahneye konulmaktadır.İç ve dış düşmanlar el birliğiyle bu ülkenin sonunu getirmeye çalışmaktadırlar.Milletin değil,kendi şahsi menfaatlerini herşeyden üstün tutan içteki hainler,medya,sosyal medya ve diğer türlü vasıtalarla ülkeyi içten,dış düşmanlar ise bilinen metodları ile dıştan çökertebilmek için ellerindenz geleni ardlarına koymamaktadırlar.Ne var ki bu sefer sert bir kayaya  çarptılar ve neye uğradıklarını da şaşırdılar.Bu sert kayanın bu ihanet kumkumasını yok etmesi için,bizim millet olarak onun yanında ve tıpkı onun gibi dimdik durmamız gerek.Aksi halde,hainlerin çirkin emellerine kavuşmaları pek uzak olmasa gerektir.Dayan sevgili milletim.Dayan ve asla pes etme ve asla hainlerin iğrenç iftiralarına metelik verme.

Bu millete ihanet edenlerin akıbetleri öyle kötü olmuştur ki,ALLAH düşmanlarımıza bile böyle bir son nasib etmesin dediğimiz olmuştur.Mesela,Birinci dünya savaşı sırasında Osmanlı ordusunda subaylık yapan ve daha sonra Irak başbakanı olan nuri sait,kendi subayları tarafından kolları bir tanka,bacakları bir tanka bağlanmış ve tanklar aksi istikametlere hareket ettirilerek bu iblisin mülevves vücudu ikiye ayrılmıştır.Arap isyancıların çocukları ve torunlar benzer akıbetlerle cezalarını bulmuşlardır.Bu gün Ortadoğu bir kazan gibi kaynıyorsa,bunun sebebi o zamanki ve YÜCE RABBİMİZİN asla affetmediği ihanetlerin sonucudur.YÜCE RABBİMİZ hesabı görmekte asla acele etmez.Hainlere,yola gelmeleri için bir fırsat tanır.Ne zaman ki tövbe etmeyeceklerini görür ve işte o zaman onların cehennemi başlar.Bu gün PKK,DAEŞ ve benzeri terör örgütlerinin sonu da hiç şüpheniz olmasın,aynı olacaktır.Behey içteki ve dıştaki gafiller! Kendinize gelin yoksa son pişmanlık fayde etmeyecektir.

Ünal SOMUNCUOĞLU

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.

Paylaş