DOSYA NO: 2023/364
Çeşme Asliye Hukuk Sayın Hakimliğine
ÖZÜ :Davalının, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesine cevaptır.
CEVAPLARIMIZ :
1-Davalıların yalan söyleme hususundaki yetenekleri ile mental kapasiteleri arasında önemli fark bulunduğu için, esen rüzgara göre salladıkları yalanları unutuyorlar ve her seferinde başka bir beyanda bulunuyorlar. Böylece nasıl bir karakter yapısına sahip bulundukları da, kolayca ortaya çıkıyor.
2-Davalılar, bilirkişinin taraf tuttuğunu, yani davacının tarafını tuttuğunu iddia ediyorlar. Oysa, ben sayın bilirkişinin adını ilk defa, bilirkişi tayin edildiği zaman duydum. Kendisini de, hayatımda bir defa dahi görmüş değilim. Yani, sayın Bilirkişinin davacı lehine haksız (!) bir rapor yazması için acaba ne gibi bir sebep olabilir? Bunu açıklamaları veya sayın Bilirkişiden özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorum. Kaldı ki, sayın Bilirkişinin bal fiyatları hususu da tesbit ettiği rakamlara tarafımca itiraz edilmiştir. Ancak, bendeniz, hiçbir zaman sayın bilirkişinin taraf tuttuğu için, bu rakamları düşük tuttuğunu asla iddia etmedim. İddia etmediğim gibi, sayın Bilirkişinin taraf tuttuğu yolunda da alçakça bir iddiada bulunmadım.
3-Davalılara kovan parası olarak ödenen 110.000 liranın, müteveffa kardeşimiz Nesil Ertekin tarafından ödendiğini iddia ediyorlarsa da, bu iddia, diğer tüm iddiaları gibi yalandır. Nesil Ertekinin, bir evi ve emekli maaşından başka hiçbir mal varlığı bulunmamakta ve böyle bir parayı ödeyecek mali gücü bulunmamakta idi.
4-Davalı, kovanların alım bedelinin 60.000 lira olduğunu beyan etmektedir. Oysa, bize söylediği alım bedeli, kovan başına 1.500 lira, yani toplam 90.000 liradır. Bu beyanı dahi, bunların karakteri hakkında yeterli ip ucunu vermektedir.
5-Bal üretiminin yarısının müvekkilime teslim edildiği iddiası da tümüyle yalandır. Ne miktar bal teslim ettikleri daha önce kendi ifadeleri ile sabittir, ki o rakam dahi doğru DEĞİLDİR.
6-Davalı vekili, müvekkili Harunun arıcılık konusunda hiçbir bilgisi olmadığını iddia etmekte ise de, İlçe tarım müdürlüğünde yapılacak bir soruşturma ile, bu şahsın arıcılık Kurslarına devam edip, başarı sertifikası aldığı ortaya çıkacaktır.
7-Emine gökçenin, Nesil Ertekin’in evine gitti ve daha sonra da, bal üretimi için tarlaya gittiği iddiası da tümüyle yalandır. Nesil Ertekin bizim evimizde yemek yediği gibi, son nefesine kadar hiç hasta olmamış ve davalılar tarafından bakılmamıştır. BU KONUDA ŞAHİT DİNLETECEĞİZ.
8-Taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi yapılması, özellikle onların haklarının muhtel olmaması için ve kendi onayları ile yapılmış bir sözleşmedir. Böyle bir sözleşmenin yapılmasının, onların zararına ve planlı olduğunu iddia etmek, en azından budalalık ve haddini bilmezliktir. Lakin, böyle bir sözleşmenin ne kadar isabetli olduğu, bu kişilerin gerçek yüzlerinin ortaya çıkması ile iyice anlaşılmıştır. Ortada sözleşme varken, asılsız savunmalar ileri süren davalılar, sözleşme olmasa idi, kim bilir ne türlü düzenbazlıklar yapacak ve kovanların üstüne oturdukları gibi, kovanların bedelleri ve üretim satım bedellerinin de üzerine çökebileceklerdi.
9-Davalılar, müvekkilem ve eşim Mine SOMUNCUOĞLU’nun yatalak olduğunu iddia etmektedirler. Oysa, eşim hergün yatay bisiklette yarım saat pedal çevirmekte ve her gün 100 mekik çekmektedir. Onun problemi, yürürken bazen dengesini kaybedip, düşmesi ve bu nedenle yürüteçle yürüyebilmesidir.
10-Ortaklık feshedilmiş olup, davalının mesaisi ortaklık açısından sona ermiş, kovanların yerleştirildiği alan ise, yine kendi mülkiyetinde bulunmaktadır. Yani, davalılar sermaye olarak KOYDUKLARINI GERİ ALMIŞLAR, MÜVEKKİLEM DE KENDİSİNE AİT OLAN KOVANLARI VEYA BEDELLERİNİ VE KAÇIRILAN ÜRETİM BEDELLERİNİ GERİ ALACAKTIR.
11-Çeşme de vukua gelen yangın, kovanların bulunduğu tarlaya asla ulaşmamış ve davalı Harun bunu bizzat kendisi bize ve Mustafa Nur SÖZÜÖZE söylemiştir. Kaldı ki, bugüne kadar zaten böyle bir iddiada da bulunmamıştı. Bu hususta Mustafa Nur SÖZÜÖZÜ şahit olarak dinletmek istiyoruz.
12-Davalı ihtarnamemize verdiği cevapta, elinde sadece 20 kovan bulunduğunu beyan etmiştir. Şimdi ise, kovanların tamamının tarlada olduğunu ifade etmektedir. Yani, yukarıda da belirttiğimiz gibi, davalılar, esen rüzgara göre, yalanlarını sık sık ve en ufak bir utanç duymadan değiştirmekte ve fıtratlarını ayan, beyan ortaya koymaktadırlar.
13-Şimdi gelelim asıl büyük utanmazlıklarına; Davalılar ve vekilleri benim bu davayı, eşim ve müvekkilem Mine SOMUNCUOĞLU’nun haberi olmadan açtığımı beyan etmektedirler. Bendeniz, 60 yıl bu mesleği şerefle ve sanırım başarı ile icra ettim. Ayrıca 36 yıl süre ile bütün ticaret mahkemelerinin bilirkişiliğini yaptım. Bilirkişiliğe son vermem, İstanbul’dan ayrılıp, Çeşme ye yerleşmiş olmamdan kaynaklanmaktadır. Daha hala bunu bilmeyen bazı mahkemeler beni aramaya devam etmektedirler. Özellikle bilirkişilikte şaibe altına giren kimseler çok çabuk deşifre olurlar ve işten el çektirilirler. 36 yıl aralıksız bilirkişilik yapmanın bir anlamı olsa gerektir. İmdi, mesleki yeteneğim konusunda bir mahkeme kararını sunacağım gibi, EŞİMİ DE MAHKEMEYE GETİRİP, DAVA AÇILMASI KONUSUNDA TALİMAT VERİP VERMEDİĞİ KONUSUNDA BİLGİSİNE BAŞVURULMASINI İSTEYECEĞİM. Ondan sonra da, bana bu iftirayı atan alçakları Savcılığa vereceğim.
14-Bu kişiler, bir taraftan yangına maruz kaldıklarını iddia ederken, diğer taraftan kovanların tamamının ellerinde olduğunu beyan etmektedirler. Bu nasıl bir yangın ki, tahta kovanları yakmıyor. Bu nasıl bir yangın ki, bir gün kovanları zarar vermiş oluyor, bir başka gün zarar vermiyor.
SONUÇ :Keyfiyeti saygı ile, arz eder ve yeni ileri sürülen yalanlara karşı şahit dinletme talebimin kabulünü istirham ederim. 14.11.2023
Davacı vekili
Av. Ünal SOMUNCUOĞLU