ALEVİ KARDEŞLERİME ÜÇÜNCÜ AÇIK MEKTUP

 

Aziz Kardeşlerim

Benim kaleme aldığım naçizane yazılardan ve özellikle de Alevi kardeşlerime hitaben yazdığım açık mektuplardan,sizlere nasıl bir muhabbet duyduğum ve bu muhabbetin en ufak bir riya ile lekelenmediği açıkça belli olur.Çünkü ne sizlerden ve ne de başkalarından,lütfedeceğiniz sevgi dışında hiçbir beklentim yok.Ne bir mevki,ne bir mansıb ve ne de maddi bir menfaat.Benim tek istediğim,İslamın fırka,fırka ayrıldığı ve bu ayrılığın tüm şer güçlerince körüklendiği bir dönemde,herkesin aklını,başına toplayıp,bu güzel ülkemizin YÜCE RABBİMİZ tarafından hepimize emanet edildiğini bilerek,bu coğrafyadaki tüm kavga ve ihtilaflara son verilmesi ve şeytanın bizlere galebe çalmasını naçizane önlemeye gayret etmekten ibarettir.Bu görev esasen YÜCE RABBİMİZ tarafından hepimize verilmiştir.Yeter ki bunun farkında olalım.

Evvelemirde şunu belirtmeliyim ki,ALEVİLİK,ALLAH SEVGİSİ,PEYGAMBER SEVGİSİ,EHLİ BEYT SEVGİSİ ise,ki bunun böyle olduğuna kesinlikle iman ediyorum,bu dünyada en önde gelen ALEVİLERDEN biri olduğuma da şeksiz,şüphesiz inanıyorum.EHLİ BEYT sevgisini ben biraz daha daraltmak demeyeyim,biraz daha vazıh hale getirmek için,EHLİBEYT içinde çok özel bir halka olan ALİ ABA sevgisi olarak düşünüyorum.Hani,SEVİLENİN de ötesinde SEVİLENLER vardır ya,işte  ALİ ABA  benim için öyle bir sevgi odağıdır.EHLİ BEYTE dahil her kimse benim sevgimin muhatabıdır.Ancak,ALİ ABA,yani Sevgili PEYGAMBERİMİZİN ABASI altına aldığı dört kişi (Hz.ALİ (R.A.),Hz.FATMA (R.A.),Hz.HASAN (R.A.).Hz.HÜSEYİN (R.A.) ve bir HADİS-İ ŞERİFE göre,5.üye Hz.CEBRAİL) sevgililerin de sevgilisidirler.EFENDİMİZİN şu HADİS-İ ŞERİFLERİNİ de hiçbir vakit aklımdan çıkarmam.(BEN İLMİN ŞEHRİ,ALİ İLMİN KAPISIDIR.ALİ’yi SEVMEYEN BENİ SEVMEZ,BENİ SEVMEYEN ALLAHI SEVMEZ.)İşte bu muhteşem HADİS benim rehberimdir.Bu nedenledir ki,sonradan Müslümanlığı kabul etmiş gibi gözüken Mekke’li müşriklerle,Emevi ve Abbasi katillerine çok büyük bir nefretim vardır.Öyle bir nefret ki,islamiyeti öğrenebilmek için başvurduğum eserlerde,şayet Hz.Muaviye (R.A.) gibi bir ibare görürsem,o kitabı derhal bir kenara bırakıyor ve iblise iltifat eden kim olursa,olsun onu gözden çıkarıyorum.İblisin baş yardımcısı Amr ibnül As’a vaki iltifatları da aynı kategoriye koyuyorum.SIFFİN savaşındaki melaneti,sanki o savaşın içerisinde ben de varmışım gibi,asla unutmuyor ve nefretle karşılıyorum.

-Bütün bunlar böyle olmakla beraber,bazı Alevi Kardeşlerime katılmadığım noktalar da var.Evvelemirde,Yavuz Sultan Selim Hana buğzedip,Şah İsmail’e hayranlık duymayı kabul edemiyorum.Daha önceki  bir açık mektubumda belirttiğim gibi, Şah İsmail,Şeyh İsmail iken,ve daha henüz on beş yaşında iken,fevkalade alim,fazıl ve İslamı cok iyi bilen bir Alim zat idi.Ne zaman ki,Şeyhlikten sıyrılıp,Şah olmaya yöneldi,o andan itibaren artık ne ilmi,ne fazlı kaldı ve iktidar hırsı ile yanıp,tutuşan bir zalime dönüştü.Öyle bir zalim ki,islam dünyasının tek hakimi olmak uğruna,islamın kılıcı olan Osmanlı’ya meydan okudu ve birlikte küffara saldırmak yerine,islamın kılıcını kırmak istedi.Sapına kadar TÜRK ve MÜSLÜMAN olan Anadolu alevileri ise,bu iktidar kavgasında,maalesef Şahın saflarında yer aldılar.Hiç şüphesiz,bir çok alevi can telef oldu.Bir çok Osmanlının telef olduğu gibi.Ne var ki,bu her iki tarafta telef olanlar,ne Sünniliğin başarısı için ve ne de Aleviliğin başarısı için telef oldular.Bu şehitler sadece ve sadece iki hükümdarın İKTİDAR KAVGASININ KURBANI OLDULAR.Evvela bu tarihi gerçeği bilmek zorundayız.

-Saniyen,daha önceki iki numaralı açık mektubumda belirttiğim gibi,Şah İsmail’in ordusunu mağlub eden Yeniçeri birlikleri,Şahların şahı Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin Gülbankı ile bu birliklere katılan ve istisnasız tamamı BEKTAŞİ TARİKATINA  mensub çerilerden müteşekkildi.Her Osmanlı padişahının,gelenek olarak yeniçeri birliklerinin 1.ortasına (alay anlamındadır) kaydı yapılır ve padişah bu ortanın mensubu bir asker olarak savaşlara katılırdı.Bir başka deyişle,HER PADİŞAH,GELENEKSEL Bir biçimde Bektaşi tarikatı mensubu idi.Şimdi hakka yürümüş olan YUSUF BABAMIN dediği gibi,HER BEKTAŞİ ALEVİDİR.Yani,gerek padişah ve gerekse Şah İsmail’le savaşan çerilerin tamamı ALEVİ meşrepli idi.Anlayacağınız,ortada bir ALEVİ-SÜNNİ savaşı değil,her ikisi de ve emirleri altındaki çerilerle birlikte tamamı alevi olan iki hükümdarın iktidar için mücadele ettikleri bir savaştı Ç ALDIRAN.Şayet Şah İsmail,son derece yanlış olarak,Osmanlının doğu sınırlarını tehdit etmese idi,Yavuz Selim çoktan Batı’ya yönelecek ve müşriklerin köküne kibrit suyu ekecekti.Hele bir de,Şah İsmail’le birleşerek bu hedefe birlikte yönelselerdi,bugün hain Batı islam alemini bu derece taciz edemezdi.İşte Şah İsmail’in tarihi hatası budur ve bu hata İslamiyete çok büyük kayıplara mal olmuştur.Yani bugün BATI,İSA ALLAHIN OĞLUDUR safsatası ile ŞİRK günahına bulaşmak yerine,LA İLAHE İLLALLAH davasını sahiplenecek ve İSLAMİYET layık olduğu yere çoktan ulaşmış olacaktı.Bu iktidar kavgasının nelere mal olduğunu anlıyor musunuz CANLARIM ?

-Bir türlü anlayamadığım bir başka nokta daha var.Yukarıda da belirttiğim gibi,benim ALEVİLİKTEN anladığım,vazgeçilmez bir PEYGAMBER (S.A.V.) sevgisi ve EHLİ BEYT aşkıdır.Bunun sebebi de,EFENDİMİZİN (S.A.V.) en sevdiği kimselerin ALİ ABA oluşu ve ONU en çok seven kimselerin de bu ABA altına aldığı kişiler olmasıdır.Efendimizin buyurdukları gibi ALİ (R.A.) ilmin kapısıdır ve gerek KURAN-I AZİMÜŞŞANI ve gerekse EFENDİMİZİN SÜNNETİNİ en iyi bilen ve uygulayan kimse olmasıdır.Hazreti ALİ’yi sevmek demek,benim fikrimce,Hz.ALİ’nin ahlakı ile ahlaklanmak ve onun amellerini en geçerli islam davranışı olarak kabul ve uygulamaktır.Şimdi sorarım sizlere Aziz Canlarım ?Sizce Hz.Ali,camiye gitmeyen,Efendimizin sünneti üzere namaz kılmayan,islam topluluğunda ayrılık güden bir kimse mi idi ?Tam aksine,Efendimize en yakın sahabenin de kabul ettiği gibi,KURAN-I KERİME,EFENDİMİZİN SÜNNETİNE ve İSLAMIN TÜM DİNİ VE AHLAKİ VECİBELERİNE onun kadar uyan ,onun kadar bilen ve bu uğurda canını ve Zülfikarını emre amade tutan bir ikinci kişi yoktu.Esasen Zülfikar da EFENDİMİZİN ONA hediyesi olup,bu amaçla kendisine tevdi edilmiştir.Sanırım bunun aksini iddia edebilecek bir kişi çıkmayacak,daha doğrusu çıkamayacaktır.Hal böyle iken,Hz.ALİ’nin asla tasvip etmeyeceği bir takım davranışlar,bir takım ayrılıkçı,bölücü fikirler,onun sevgisi ile meşbu olduğunu bildiğim bir camiaya yakışır bir davranış mıdır sizce ?İnanır mısınız ?Çok yakın bir tarihte,parlamento çatısı altında yuvalanmış ve iktidar özürlü bir muhalefet partisinin temsilcisi olan bir iblis,ki kendisinin Alevi olduğunu iddia ediyordu,ALEVİLİK AYRI BİR DİNDİR demek gaflet ve cehaletinde bulundu.O iblisin,EFENDİMİZ için canını seve,seve vermekten asla kaçınmamış Hz.ALİ’ye böyle bir iftira atabilmesini kabul etmemiz mümkün mü ?

-İşte Kardeşlerim,Sevgili Canlarım benim bildiklerim ve sizlere de anlatmak istediklerimin bir kısmı buraya kadar arzettiklerimden ibaret VESSELAM.Şayet bu anlattıklarımda bir yanlışlık veya eksiklik var ise,beni lütfen aydınlatın.İşte MUHARREM ayının bana ilham ettikleri

EYVALLAH CANLAR                                                        Ünal SOMUNCUOĞLU

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.

Paylaş