- Bu yılki Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin dergahındaki merasim esnasında son derece müessif bir olay cereyan etti. Bu ülkenin Başbakan yardımcısı, Alevi kardeşlerine olan sevgisini dile getirip , Hacı Bektaş Veli Hünkara saygılarını sunduktan sonra ,bir kendini bilmez ahlaksız ,Başbakan yardımcısının şahsında ,bu milleti yumrukladı. Bu rezilliği Alevi kardeşlerimize atfetmek ve bu çirkinliğin sorumlusu olduklarını düşünmek asla mümkün değildir. Bu alçağın bir zümrenin militanı olduğu ve o zümrenin parlamentodaki bazı temsilcilerince alkışlandığı inkarı kabil olmayan bir gerçektir. Ne var ki, sevgili Alevi Canların da bilmesi gereken husus şudur ki , bu zümre, kendilerini diledikleri gibi yönetebileceğini ve oylarını torbada keklik olarak düşünen bir zümre olup,ALEVİ-SÜNNİ çekişmesinden menfaat bekleyenlerden müteşekkildir. Onlar hiçbir vakit Alevi-Sünni uyumunun gerçekleşmesini istemezler ve karşılıklı her yaklaşımı ,bir şekilde engellemek için her türlü hile ,desise ve alçaklığa başvururlar.Bence bunlar, bu ülkenin kımıl zararlılarıdır ve asla itibar edilmemeleri gerekir. Dikkat edin, ne zaman bir konsensus sağlanacak olsa veya öyle bir yola girilse ,bunlar derhal sahneye bir satılmışı çıkarıyor ve amaçlarının hayata geçirilmesi uğruna her türlü namussuzluğu yapabiliyorlar.
-Beri yandan, asırlara varan bu yersiz ve gereksiz çekişmenin bilgi kirliliği nedeniyle sakız gibi uzatılmasında da ne bir fayda vardır ve ne de bu çekişmenin tarihi bir haklı nedeni bulunmaktadır. Aslında, Çaldıran’da sonuçlanan savaş, bir ALEVİ-SÜNNİ SAVAŞI DEĞİLDİR.Bu savaş, düpedüz,belli bir coğrafyada , Osmanlı ile İran arasındaki ,daha somut bir ifade ile ,Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim arasındaki bir İKTİDAR KAVGASIDIR. Bu iktidar kavgasında, gerek İran ordusundan ve gerekse Osmanlı ordusundan bir sürü insan telef olmuştur. Ne ölenler ve ne de öldürenler ,Aleviliğin veya Sünniliğin bekası için değil,sadece iki hükümdarın iktidar kavgası nedeniyle ölmüş ve öldürmüşlerdir.
- Saniyen, bir de ölenler ve öldürenlerin kimler olduklarına bakalım.Bilindiği gibi, Şah İsmail ordusunun hemen tamamı , Alevi Türklerden kuruludur. Osmanlı ordusunun hemen , hemen tamamı ise yeniçerilerden müteşekkildir.
KİMDİR YENİÇERİLER ?
-Yeniçeriler ,devşirmelerden kurulan ve tamamı BEKTAŞİ TARİKATINA mensup askerlerdir. Her Osmanlı Padişahı ise, yeniçeri teşkilatının birinci ortasına kayıtlı bir askerdir. Daha açık ifade etmek gerekirse ,her padişah ve her yeniçeri BEKTAŞİ TARİKATINA mensup askerlerden ibarettir.
-Yıllar evvel, kendisini tanımak şerefine erdiğim ve beni büyük ölçüde eğiten Bektaşi babası YUSUF FAHİR BABA’nın buyurduğu gibi, HER ALEVİ BEKTAŞİ DEĞİLDİR AMMA ,HER BEKTAŞİ ALEVİDİR. Netekim,Alevi şenliklerinin yapıldığı mahalin,Hacı Bektaş Veli hünkarın dergahı ve kabrinin bulunduğu mahal olması da, hakka yürüyen Yusuf Fahir Babamı haklı kılmaktadır.Bu durumda, Çaldıran ve öncesinde ,iktidar kavgası verenler de ,bu kavgada canlarını ortaya koyanlar da ALEVİDİR.Kısacası, o savaşta ölen de öldüren de ALEVİDİR. Şimdi bir tarihi gerçeği gözden uzak tutup , ülkemizin en ziyade birlik ve beraberlik içersinde bulunması gereken bir dönemde , sefil amaçları uğruna bu ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyen rezillerin provokasyonlarına kapılmamak tüm vatanseverlerin birinci amacı olmalıdır.Bu ülke hepimizindir ve bu ülkeyi ilelebet payidar kılmak ta hepimizin sorumluluğundadır.Bu gerçeği lütfen göz ardı etmeyelim benim sevgili Canlarım.Hepinizi tüm sevgilerimle kucaklarım.
Derviş-i fıkara
Ünal Somuncuoğlu